Konut Satışlarının Anlattığı…Aşiret Gelini İstanbul…
Çocuğumuza günaydın demesini, siz nasılsınız demeyi öğretip, kibar bireyler yaratana kadar göbeğimiz çatlaya dursun, tek bir olayın yarattığı vakalar zinciri, ülkeleri, milyonları, milyarlarca insanı davranış şekilleri kökten değiştirsin.
Meğer sosyal medya sadece devletleri yıkmak için bir anarşi çıkarıcı değil toplum davranışlarını şekillendirmek, korku imparatorluğu yaratmak için de muazzam bir enstrümanmış.
Meğer mega kentlerin en lüks semtlerindeki lüks rezidanslar, plazalar kapalı cezaevine dönebilirken, büyük şehirlerden uzak kıyılar, uçsuz bucaksız bağların bahçelerin olduğu dağlıklar servet değerindeymiş…
Acaba öyle mi ?
2020 Yılı Haziran ayı konut satışları açıklandı. Bakalım neler anlatıyor.
2020 Haziran ayındaki konut satışı 190 bin 12 adet. Bir önceki yıla göre yüzde 210 düzeyinde bir artış söz konusu.
İnsanımız kendine kapalı cezaevleri mi yoksa alabildiğince doğa ile entegre olabilecek yerler mi seçmişler dersiniz ?
Konut satışındaki rekor tahmin edeceğiniz üzere 28 bin 799 adetlik konut satışı ile İstanbul’un, Ankara 21 bin 915 adet ile ikinci , 11 bin 690 adetlik sayı ile İzmir üçüncü sırada.
Rakamlar farklı olsa da 10 yıl , 20 yıl öncede sıralama aynıydı.
Megakent İstanbul’daki insan yoğunluğunun sadece ekonomik, stratejik, deprem riski, kalkınma değil sağlık alanında da ne denli büyük bir hata olduğu son yaşadığımız salgın dönemiyle ortaya çıkmışken sıralama yine değişmedi.
Yaşanılan büyük salgına rağmen başta iş olanakları olmak üzere insanımızın ev alma tercihi değişmiyor.
İstanbul açık ara her alanda birinciliği göğüslemekte, üzerindeki ağırlığı hafifletmesi gerekirken, aşiret düğününde evlenen gelinler gibi…boynuna, bileğine takılan hiçbir takıyı geri çevirmiyor. Taşıyabileceğinden fazla ağırlığı olduğunu gören ailenin gözü takılarda, her takılan bilezik her takılan gerdanlık gözleri kamaştırıyor ama güzelim kızın taşıyacak dermanı kalmamış herkes farkında…
GSYH’nın 30’dan fazlası, işgücündeki payı 20’inden fazlası, ihracattaki payı 50’den fazla, ithalattaki payı ise 55’den fazla..İstanbul’un durumu bu.
Evet İstanbul Dünya’nın incisi, güzeller güzeli bir şehir…ama bu güzellik akıllı stratejiler ile İstanbul’dan uzakta, yeni cazibe noktaları yaratmaya engel değildi, halende değil.
Gerçek yatay mimarinin hayat bulacağı, insan nüfusunun dengeli dağılacağı, yabancı sermayenin arap çöllerine kum gibi akıttığı sermaye neden insanımıza iş yaratmak için iklim dengesi olan, sadece yazın değil kışın da insanların çalışabileceği Ege, Akdeniz şeridinde yer alacak yeni şehirlerde hayat bulmasın.
Hepimizi sağlık için atılması gereken büyük adımlar, büyük kararlar bekliyor…
