Tosyalı Holding bilirkişi raporuna takıldı..
Zonguldak Çevre Koruma Derneği Başkanı Ahmet Öztürk Tosyalı Holding’in Filyos Endüstri Bölgesi’nde kurmaya çalıştığı gübre fabrikasına verilen “ÇED olumlu” kararının iptali için açtıkları davada, bilirkişi heyetine takıldı..

Zonguldak Çevre Koruma Derneği Başkanı Ahmet Öztürk Tosyalı Holding’in Filyos Endüstri Bölgesi’nde kurmaya çalıştığı gübre fabrikasına verilen “ÇED olumlu” kararının iptali için açtıkları davada, bilirkişi heyetinin, ÇED raporunu birçok noktada eleştirerek eksik ve özensiz bulduğunu açıkladı.
Zonguldak Çevre Koruma Derneği Başkanı Ahmet Öztürk Tosyalı Holding’in Filyos Endüstri Bölgesi’nde kurmaya çalıştığı gübre fabrikasına verilen “ÇED olumlu” kararının iptali için açtıkları davadaki gelişmeleri anlattı.
Atanan Bilirkişi Heyeti’nin raporunu tamamlayarak mahkemeye sunduğunu söyleyen Öztürk, bilirkişinin ÇED raporunda birçok tutarsızlık, çelişki ve özensizlik tespit ederek, bunların düzeltilmesiyle ilgi çok sayıda önerinin sunduğunu bildirdi.
ÖZTÜRK “DEPREMİN İKAZINA UYUN, FİLYOS VADİSİ’NDEKİ TÜM YAPILAŞMALARI DURDURUN”
Öztürk açıklamasında, “Bilirkişi Raporu ile ilgili düşüncelerimizi çok daha önce kamuoyuna açıklayacaktık. Ancak Kahramanmaraş merkezli depremler nedeniyle bir süre ertelemek zorunda kaldık. Doğanın korunması, onunla dost olup kurallarına uyulması için mücadele eden bizlerin ne kadar haklı bir mücadelenin içinde olduğunu, uyarılarımızın yaşamsal önemini ortaya koyan büyük felaket nedeniyle tüm ulusumuza baş sağlığı ve sabır diliyoruz. Tüm yetkilileri bu depremi dikkate alarak, aynı alüvyonal toprak özelliği taşıyan Filyos Vadisi’ndeki tüm yapılaşmaları derhal durdurmaya çağırıyoruz.” dedi.
BİLİRKİŞİ: “FABRİKA ÇEVREDEKİ TARIMSAL FAALİYETE ZARAR VERECEK”
Öztürk açıklamasında, çevre, kimya, jeofizik ve ziraat mühendislerinin yanı sıra bir de biyologdan oluşan 5 beş kişilik Bilirkişi Heyeti’nin, Çevre ve Şehircilik İklim Değişikliği Bakanlığınca ‘Olumlu’ kararı verilen ÇED raporunda pek çok eksik, çelişki ve özensizlik belirledi. Birçok taahhüdün ÇED raporunda yer almadığını dile getiren Bilirkişi, raporunda, mevcut tecrübeleri de dikkate alarak tam bir koruma sağlanmasının çok zor olduğunu ve dolayısıyla çevredeki tarım arazilerinin de belirli ölçekte olumsuz etkileneceği kanaatinde olduğunu söyledi. Bilirkişi, projenin uygulanması durumunda tarımsal üretim alanının azalmasıyla üretim miktarında da azalma olacağını, bu durumun da, özellikle tarımla geçimini sağlayan yöre halkını olumsuz etkileyeceğini net cümlelerle ifade etti.” dedi.
BİLİRKİŞİ: “FABRİKA ÇEVRENİN HAVA KALİTESİNİ OLUMSUZ ETKİLEYECEK”
Bilirkişinin, ÇED raporundaki, fabrikanın kurulacağı alanın çevresinde, hava kalitesinin memnun edici ve hava kirliliğinin az riskli veya hiç risk teşkil etmediği şeklindeki görüşe itiraz ettiğini söyleyen Öztürk, “ÇED raporundaki hesaplamaların hangi tarihler arasındaki veriler üzerinden belirlendiğinin belirtilmediğini bildiren Bilirkişi, PM10 konsantrasyonlarına bağlı olarak hava kalitesinin orta düzeylere gelebileceği, hassas olan çok az sayıdaki insanda bazı kirleticiler açısından orta düzeyde sağlık endişesi oluşabileceğini de ifade etti. Dolayısıyla bilirkişi, fabrikanın kurulması durumunda, bölgede toprak kirliliğinin yanı sıra hava kalitesinde olumsuzluklar yaşanabileceğini de ortaya koydu” dedi.
BİLİRKİŞİ: “YERALTI SULARI TUZLANABİLİR, NEHİR EKOSİSTEMİ OLUMSUZ ETKİLENEBİLİR”
Bilirkişinin su kalitesinin korunması açısından önemli eksiklikler tespit ettiğini söyleyen Öztürk, “ÇED raporunda yeraltı suyu çekimi ile ilgili olarak en etkin debi belirlenmesine yönelik bilgi olmadığını saptayan Bilirkişi, üretim sahasının denize yakın alanda olması nedeniyle aşırı yeraltı suyu çekiminin tuzlanma problemine neden olabileceğini açık dille ifade etti. Filyos Irmağından yılda 20 milyon metreküpe yakın su çekilecek olmasını da değerlendiren Bilirkişi, özellikle nehir debisinin düşük düzeyde olduğu dönemlerde çekilen su debisinin nehir ekosistemine yapacağı etkinin araştırılarak raporda yer verilmesini de istedi.” dedi.
BİLİRKİŞİ: “FİLYOS IRMAĞI’NA DEŞARJ EDİLECEK ATIK SUYUN KÜMÜLATİF ETKİSİ DEĞERLENDİRİLMEMİŞ”
Bilirkişinin fabrikanın sıvı atıklarıyla çevreye yapacağı etkiyi de değerlendirdiğini söyleyen Öztürk, “Bilirkişi, ÇED raporunda evsel kirlilik yükünün anlaşılabilmesi için Filyos çayına ve ona bağlanan derelere deşarj yapan evsel atık su arıtma tesislerinin kaç nüfusa hizmet verdiği ve alıcı ortama verilen evsel kirlilik yükünün büyüklüğünün araştırılmadığını da saptadı. Atık su oluşumunun kümülatif etkilerinin doğru değerlendirilmediğini de raporlayan Bilirkişi, fabrika atık sularının Filyos Nehri’ne deşarj edilmesi durumunda kümülatif etkinin belirlenmesi için Filyos Nehri’nin mevcut kirlilik durumu üzerine ne kadar ilave yük getireceğinin tartışılmasını da istedi.” dedi.
BİLİRKİŞİ: “KATI ATIK İLE İLGİLİ KAYGIYA VERİLEN CEVAPLAR YETERLİ DEĞİLDİR”
Bilirkişinin ÇED raporunda yıllık 420 bin ton gibi inanılmaz büyüklükte oluşacak katı atığın bertarafıyla ilgili verilen bilgileri de inandırıcı bulmadığını söyleyen Öztürk, “Bilirkişi, raporunda, çok açık ifadeyle katı atık ile ilgili kaygıya verilen cevapların yeterli olmadığını söyledi. Olasılıklar üzerinden varsayım yapıldığını söyleyen Bilirkişi, risk değerlendirmesinin yapılarak analitik cevaplar ile halkın bilgilendirilmesini istedi.” dedi
BİLİRKİŞİ: “HALKIN KATILIMI TOPLANTISI YAPILMAYAN ÇED KABUL EDİLEMEZ”
Bilirkişinin halkın katılımı toplantısı yapılmayan bir ÇED raporunun tam olarak amacına ulaştığının söylenemeyeceğine de raporunda yer verdiğini söyleyen Öztürk, “Bilirkişi raporunda, halkın katılımı toplantısının bir gerekçeye dayandırılmadan yapılmasının kanunen mümkün olsa da etik açıdan projeden etkilenen halk arasında kaygıların artmasına neden olacağını ifade etti. ÇED raporunun teknik yeterliliği açısından halkın katılımı toplantısının yapılmasının ya da halkın projeyi anlayabileceği bir formatta tanıtılarak görüşe açılmasının gerektiğini de ifade etti.” dedi.
ÖZTÜRK: “ÇED SÜRECİ DERHAL DURDRULMALIDIR”
Öztürk açıklamasını, “Bilirkişi raporundan da anlaşılacağı gibi gübre fabrikası her yönüyle çevre tahribatına yol açacak, havamızı, suyumuzu, toprağımız kirletecektir. İçinde çelişkili ve yanlış ifadeler bulunmaktadır. Halkın katılımı toplantısı yapılmadan hayata geçirilmeye çalışılması zaten bu korkunun eseridir. Filyos Vadisi planlama ilkelerine de aykırı olan fabrika, bölgenin ekolojik yıkımına yol açacaktır. Rapor doğayı koruma mücadelesi veren ekolojistlerin tezlerini doğrulayan bir içerik taşımaktadır. Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının verdiği ‘ÇED olumlu’ kararı iptal edilmeli, süreç derhal durdurulmalıdır. Bu yasaların olduğu kadar, doğanın da göz ardı edilemez emridir.” diyerek tamamladı.