“Atatürk ve Cumhuriyet” konferansı...

Ekonomi Yayın: 30 Ekim 2019 - Çarşamba - Güncelleme: 30.10.2019 18:56:13
Editör - Muharrem YOKARIBAŞ
Okuma Süresi: 5 dk.
Takip EtGoogle News

Bülent Ecevit Üniversitesi’nde, Cumhuriyetin Kuruluşunun 96. Yılı ve Cumhuriyet Bayramı etkinlikleri kapsamında, “Atatürk ve Cumhuriyet” konulu konferans düzenlendi.

 Eğitim Fakültesi Dekan Vekili Prof. Dr. Soner Yavuz, Dekan Yardımcıları, öğretim üyeleri ve öğrencilerin izlediği konferansta, saygı duruşunda bulunuldu, İstiklal Marşı okundu.

Sosyal Bilimler Anabilim Dalı Dr. Öğretim Üyesi Besime Arzu  Akıncı, konferansta yaptığı konuşmada, Ulu Önder Atatürk’ün ‘Benim En Büyük Eserim Cumhuriyettir’ dediğini hatırlattı.

Cumhuriyette egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğunu belirten Akıncı şöyle konuştu:

“Halk bu egemenlik hakkını belirli bir zaman aralığında seçim yaparak, oy vererek, halktan olan kendi yöneticilerini seçerek belirler.  Demokrasinin en gelişmiş şekli olan cumhuriyet bir yönetim biçimi, bir siyasi rejimdir. Modern çağlarda cumhuriyet demokrasi ile bir arada gelişmiştir. Cumhuriyet fikri, halkın serbestçe  iradesini kullanması, kendisini idare edenleri serbestçe seçilmesi anlamıyla değerlendirilmiştir. Ancak çağımızda demokratik nitelikleri bulunan rejimler karşısında, halkına özgürlüklerini kısıtlayan  cumhuriyetler de vardır.”

23 Nisan 1920’de TBMM’nin açılışının cumhuriyete giden yolda önemli bir adım olduğunu belirten Akıncı, cumhuriyetin ilanına gidiş süreci konusunda tarihi bilgiler vererek şunları söyledi:

“Türk Milleti yüzyıllar boyunca kendi egemenliğini, kendi iradesini kullanmasına engel olan rejimlerin acılarını çekmiş, nihayet kendine en uygun rejimin cumhuriyet olduğunu görmüştür. Bu tarz bir yönetimde egemenliğin herhangi bir kişi, zümre veya sınıfla paylaşılması söz konusu olamaz. Cumhuriyet rejiminde bir görevin ilahi bir kuvvete dayanması veya babadan oğula geçmesi gibi bir veraset usulü yoktur. Egemenlik bütünüyle millete aittir. Millet bu egemenliğini kendi seçtiği temsilcileri aracılığıyla kullanır. Seçimle iş başına geliş de, görev bakımından belli bir dönemi kapsar. Cumhuriyet rejiminde ömür boyu bir görev söz konusu olamaz.  Devleti yönetmeye layık olanlar, milletin rey ve iradesi ile iş başına gelebilirler. Cumhuriyetin erdemi ve üstünlüğü buradadır.”

Ulusal mücadelenin ilk yıllarından itibaren halk yönetiminin egemen olacağının açıkça ifade edildiğini belirten Akıncı,  Teşkilatı esasi kanunu ile egemenliğin Türk ulusuna ait olduğunun edildiğini ve 1 Kasım 1922’de saltanatın kaldırıldığını ifade etti.

Lozan Antlaşması ile mevcut rejimin kabul edildiğini ve yeni yönetimin adının konulması ihtiyacının ortaya çıktığını ifade eden Akıncı şöyle dedi:

“İç ve dış şartların meydana getirdiği gelişmeler sonucu, 29 Ekim 1923 akşamı cumhuriyet ilan edilir. Bu suretle yeni devletin yönetim biçimi, bütün açıklığı ile ismini almış oluyordu. Aynı gece atılan yüzbir pare top ile ilan kutlanmıştır. Atatürk Cumhuriyeti ilan ederken, demokrasinin bütün kurallarının zamanı geldikçe uygulanması gerektiği görüşündeydi. Türk milletinin siyasal haklarını dilediği gibi kullanması, memlekette çoğulcu demokrasinin işlerlik kazanması onun baş amacıydı. Atatürk’ü cumhuriyete yönelten en önemli sebeplerden biri de cumhuriyetin en önemli nedenlerden biri de Cumhuriyetin en ileri devlet ve hükümet şekli olmasındandır. Cumhuriyet millet egemenliğini belirleyen ve mille t egemenliği ile bağdaşabilen tek rejimdir. Hakimiyetin padişaha değil, kayıtsız şartsız, doğrudan doğruya millete ait olduğu zihniyetini devlet hayatına kazandıran Atatürk olmuştur.”

Atatürk İlkelerinden Cumhuriyetçiliğin, devlet yönetiminde milli egemenliği ve özgür seçimleri esas alan ilkenin adı olduğunu belirten Akıncı“Cumhuriyet demokrasinin de en gelişmiş biçimidir. Türk fikir ve siyasi hayatında ilk defe cumhuriyeti cesaretle telaffuz eden Atatürk olmuştur. Atatürk gerçekleştirdiği devrimlerle, toplum içinde kadının statüsünü de değişmiştir. Her eğitimli kadının cumhuriyete borcu vardır, sözünde olduğu gibi, Cumhuriyet kadın ve erkek eşitliğini sağlamasıyla da önem arz etmektedir” dedi.

Akıncı, “Cumhuriyetin ilanı ile egemenlik kayıtsız şartsız milletindir, kuralı artık devlet yönetiminde en belirgin şekliyle yerini alarak, demokrasiye giden yol daha aydınlık olarak çizilmiştir” ifadelerini kullandı.

Konferansın ardından Türkçe Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Dilek Yıldırım Bilgen ve bölüm öğrencileri tarafından “Cumhuriyet Oratoryosu” sahnelendi.  Oratoryo esnasında seslendirilen marşlara, dinleyiciler de eşlik etti.

Etkinlik, Dekan Vekili Prof. Dr. Soner Yavuz’un,  öğretim üyeleri Besime Arzu Akıncı ve Dilek Yıldırım Bilgen’e plaket vermesi ile sona erdi.

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.