26 Eylül 2021 - Pazar

Ya kabahati olmayanlar!…

Yazar - Mehmet Sinan ÖZÇELİK
Okuma Süresi: 4 dk.
Mehmet Sinan ÖZÇELİK

Mehmet Sinan ÖZÇELİK

mehmetsinanozcelik@gmail.com -
Takip EtGoogle News

 

Bundan 10 yıl kadar öncesi, Türk liramızın bol satın alma gücü olduğu dönemler...öyle ki 1 USD’ın 1 TL’ye eşitlenmek üzere olduğu bir hayaller dünyasından geçtik..

 

Bu döneme döndüğümde, etrafımda olan bitenleri gözden geçiriyorum…

 

Çalıştığım ofislerdeki büyük çoğunluğun 1. önceliği en yeni çıkan telefonu alabilmekti..  Gizli bir yarış dönüyordu ortamda.. Sanki ilk alana bedavaydı.

 

2. Öncelik: Mümkünse her ay yurtdışına çıkabilmekti…

 

3. Öncelik: Bilindik lüks marka bir araba alabilmek… ve benzer hedefler…

 

Parayı biriktirmek yada orta uzun vadeli yatırım yapabilenler, epey azınlıktaydık ve küçümsenen bir gözle bakılıyordu…  Ezik desek daha doğru.

 

Elinizde eski bir telefon olduğunda hele hele ELMA değil de  armutumsu bir marka telefonunuz  varsa bir kabahat işlemiş gibi açıklamak zorunda kalıyordunuz…

 

Ki neredeyse son 4 seneye kadar bu lalemsi az şuurlu devir devam etti.

 

Geleceği ile ilgili bildiği tek yatırım son model Elma olmak olan kesim, hükümeti, devleti, yerli yersiz yatırım yapmakla.. İktidar ise en kolay yoldan istihdam yolu olan İnşaat yatırımlarına bolca öncelik vermekle bu lalemsi yılları geçirdi…

 

 

 

Tek boyutlu düşünebilmeyi başarabilmek  güzel bir yetenek bu açıdan.

 

Kendi harcama eğilimlerine, ailesindeki cari açığa bakmadan, toplumu, devleti eleştirirken son model elmalardan atılan ahh o tweetler… Cari açıkla ilgili ahkamlar…

 

Ya da..

 

Enflasyonu sadece faize.. Faizi de enflasyona bağlayabilmek.

 

 

 

Onlarca sorunu göz ardı edebilmek… Dövize bağlı bir ekonomi yokmuş gibi davranıp tek suçluyu faizmiş gibi lanse edebilmek, faiz değişimi ile beraber sıçrayan kurun ürünler üzerinde maliyet baskısı yaratmayacağını hayal edebilmek…

 

Ve bu aykırı, zıt kutuplar arasında kalan, rasyonel, geleceği ile ilgili akılcı planlar yapmış olan, ölçülü tüketen… Çokça orta direk mensubu bireyler…

 

 

Geçmişte bıraktığımız para bolluğu döneminde, gelecekte pozitif nakit akışı yaratacak projeler neden finanse edilmedi diye düşüne dururken küçük birkaç hatırlatma yapalım.

 

2010 yılında Çinliler Dünya’nın en prestijli otomobil markalarından biri olan Volvo’yu 1.8 milyar USD’a satın almıştı.

TOGG projesinin Aralık 2019’da öngörülen proje maliyeti 22 Milyar TL’ydi.. O günün kuru ile 3.7 Milyar USD.

2010 yılında, 1 değil 2 Volvo alınıp, gerekirse markayı dahi değiştirerek üretime geçirmek nasıl olurdu acaba…

 

Şuan ki öngörülemeyen ilave maliyetler, doğabilecek ilave işletme sermayesi.. Revize olan kur ile TL bazındaki maliyeti telaffuz etmek zor… Ama TOGG benzeri projeler, para bolluğu döneminde gerçeğe dönüp içinde olduğumuz dönemde pozitif nakit yaratıyor olabilseydi bugün geleceğe karşı daha pozitiftik orası kesin.

 

 

Yerli ve milli kavramını çocukluğundan beri kısmen de olsa yaşama tarzı olarak benimseyen , tüketerek değil bilinçli olarak mutlu olanlar… İmkanımız varken

kabahatimiz tüketmemek miydi dersiniz?

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.