ELİNLE YAPTIĞIN HAYRI DİLİNLE ZİYAN ETME "DEDİKODU"
Tülin CEYLAN
Psikolog.kim@gmail.com -
Günlük hayatta yapılan çok hoşumuza giden dedikodunun insan yaşamına ne kadar zarar verdiğinin farkında değiliz.
Dedikodu : Her hangi birinin arkasından iyi, kötü, doğru, yanlış, olumlu, olumsuz konuşmaktır. Aslında dedikodunun bir çok tarifi vardır.
- İnsanların kendilerine söyledikleri, buldukları, ürettikleri zihinlerinde oluşan kendiyle olan dedikodular.
- Karşılıklı yapılan konuşmalarda yanlarında olmayan kişiler hakkında konuşulan konuşmalar.
Dedikodu yapan insanlar o kadar bu durumla yaşarlar ve severler ki aslında kendilerince yüceliğini ilan etmiş insanların yapısıdır. Merak etmek, incelemek, didiklemek, ayıplarını bulmak, ortaya çıkarmak veya örtmek hatta kendilerince ayıp olanları, yanlış olanları örttüğü zaman da “BAK BEN ÖRTERİM. BEN BAŞKALARININ AYIPLARINI VE YANLIŞLARINI DA ÖRTERİM” Ben iyi insanım bak senin ayıbını ve yanlışını da örttüm demek ister. Yani kendini başkalaştırır ve yüceliğini bir şekilde ilan etmiş olur.
İşte bu tür kişiler o kadar başka olduklarını hissederler ki dedikodunun üst boyutuna çıkarak şuan’daki hallerini kaybetmemek için uydurmaya bile başlarlar.
PEKİ; Dedikodu yaptığımızda neler olur…..?
Her hangi birinin arkasından konuştuğumuzda ister tanıyalım, isterseniz tanımayalım, olumlu veya olumsuz hiç farketmez iki kişi bir üçüncü kişi hakkında konuşmaya başladığında 3 kişinin beyinleri arasında bir enerji akışı başlar. Ve bu konuşmalar konuştuğumuz kişinin hoşuna gitmediğinde konuşulan kişinin tüm olumsuz, negatif duygularını, yüklerini almış oluruz. Diğer bir değişle günahlarını.
Ama konuştuğumuz kişide olumsuz duygu, negatiflik yoksa o zaman bizdeki olan pozitif yani sevaplarımızdan vermiş oluruz. Bu’da her yaptığımız dedikodularda kendimizden sevapları karşıya göndererek kendimizi bozmuş oluruz.
İslamda Günah kavramı bizi ALLAH’tan uzaklaştıran herşey. Sevap ise ALLAH’a yakınlaştıran herşeydir.
POZİTİF = SEVAP
NEGATİF = GÜNAH
Birde zihindeki olan dedikodular vardır. Kişi çorbasını yaparken, evini süpürürken, işine giderken, serviste etrafı incelerken, akşam eve giderken…..vs.
Karşı taraf memnun olsa’da olmasa’da konuşmamaya dikkat edersek, konuşmazsak o zaman hayat SUSAR….SESSİZLEŞİR…
Ne söyleyeceğiz o zaman…? Ne konuşacağız…?
Aslı yok konuşma, kızıyor söyleme, kızmıyor konuşma, memnun oluyor söyleme, peki ne konuşacağız bu hayatta arkadaş…? denilebilir.
Bazen bunca boş konuşulan sözlerin arasında hiç konuşmamak engel değil devrimdir.
İnsanların değişim yaşayabilmesi için olanı olduğu gibi kabul etmesi gerekir. Kabul eden kişi değişim ve dönüşüm yaşar. Sohbetlerimiz artık insanlar hakkında dedikodu yapmak ve çekiştirmek olmuş Bunun yerine bilgi odaklı konuşabilsek, bilmediklerimiz hakkında fikir alışverişi yapabilsek, ilmi konuşabilsek, bilimi konuşabilsek çok daha güzel olmaz mı…?
MALAYANİ SOHBETLER EDİP CEHENNEM ODUNUNU HAZIRLAMA…….!